UZUN SÜRELİ ARAÇ KİRALAMALARINDA İŞLETENİN (ARAÇ SAHİBİNİN) SORUMLULUĞU
UZUN SÜRELİ ARAÇ KİRALAMA SÖZLEŞMESİNDE
İŞLETENİN HUKUKİ SORUMLULUĞU(!)
• UZUN SÜRELİ ARAÇ KİRALAMA SÖZLEŞMESİ NEDİR?
• UZUN SÜRELİ ARAÇ KİRALAMA DA İŞLETENİN VE KİRACININ HUKUKİ SORUMLULUĞU
• HUKUKİ SORUMLULUKTA İSPAT YÜKÜ
• İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
• KAYNAKÇA
1) UZUN SÜRELİ ARAÇ KİRALAMA SÖZLEŞMESİ NEDİR?
Türk Borçlar Kanunu’nda kira sözleşmesi “kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır. Oysa ki, uzun dönem araç kiralama sözleşmelerini, salt bu tanım çerçevesinde alelade bir kira sözleşmesi olarak değerlendirebilmek mümkün değildir. Nitekim pek çok uzun süreli araç kiralama sözleşmesinde; gerek kiralayan şirkete kiralama süresi boyunca araçların servis süreçlerinin sağlanması, sigortasının sağlanması, ikame araç temini, lastik bakımları ve benzeri pek çok konuda borçlar yüklediği gibi; kiracıya da araçları kullandıracağı kişileri özenle seçme, araçları özenle kullanma, yalnızca sigortalı çalışanlarına kullandırma, araçların periyodik bakımlarına riayet etme, kira borçlarını ödeme gibi pek çok borç yüklemektedir. Şu halde, uzun süreli araç kiralama sözleşmelerini her iki tarafa borç yükleyen karma nitelikli bir sözleşme olarak telakki etmek gerektiği açıktır.
2)UZUN SÜRELİ ARAÇ KİRALAMA DA İŞLETENİN VE KİRACININ
HUKUKİ SORUMLULUĞU:
KTK madde 3’e göre: “araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan işletendir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse bu kimse işleten sayılır.”
Ve yine aynı kanunun 85/1’ine göre: “ Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zararına uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bir teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni veya bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulurlar.”
KTK’nın 3. Maddesinde uzun süreli kiralama işleminin kiracıya işleten sıfatını yükleyeceğini belirtmiştir. Oysa ki; Uzun dönem araç kiralama sözleşmesinde süreler ile ilgili kanunlarda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. "Uzun süre" kavramını belirli bir gün sayısıyla sınırlamak, zarar görenleri korumak için getirilmiş olan tehlike sorumluluğunun amacına ters düşer. Bu yüzden" uzun süre" kavramı, her olayın özelliğine göre belirlenmelidir. Yargıtay ilgili birçok uyuşmazlıklarda uzun dönem araç kiralamadan; araç sahibinin işleten sıfatını kaybetmesini ve araç üzerindeki fiili hakimiyeti ve iktisaden yararlanmanın el değiştirmesi olarak anlaşılması gerektiğini belirterek bu noktalar ışığında kararlar vermiştir.
Bu yasal düzenleme ile kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir. Ancak araç sahibi kimi durumlarda işleten olmayabilir ve eğer işleten konumunda değilse trafik kazalarından ve motorlu aracın yol açtığı zararlardan sorumlu tutulmaz. Bu durumda araç malikinin denetleme, kontrol ve takip sorumluluğu ortadan kalkmaktadır ve kısmen veya tamamen sorumsuzluğu ne ölçüde hakkaniyetlidir?
Yargıtay ise bu durumu destekler nitelikle kararlar vermektedir. Özellikle şu noktalar üzerinde durarak araç malikinin sorumsuzluğuna gitmektedir: aracın; araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde( kısa bir süre için kiralanmaması şartıyla) artık araç üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir.
Bu durumda uzun dönem araç kiralama sözleşmesinde bulunan kiracı; kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufunun bulunmasından kaynaklı olarak “ işleten” olarak sorumlu tutulabilir.
3)HUKUKİ SORUMLULUKTA İSPAT YÜKÜ:
Uzun dönem araç kiralama sözleşmelerinde tarafların hukuki sorumluluklarında ispat külfeti açısından araç maliki KTK madde 3 ve madde 19’a göre işletenin üçüncü kişi olduğunu ispat ederse sorumluluktan kurtulur.
Aracını kiracıya teslim eden araç maliki, sorumluluktan kurtulmak için: kendisinin işleten olmadığını; aracı uzun süreli kiralaması nedeniyle “işletenin” kiracı olduğunu ve trafik kazasının kira süresi içerisinde meydan gelmesi nedeniyle kiracının sorumlu tutulması gerektiğini aşağıda verilen belgeler ile kanıtlayabilir:
1) Aracı kiracıya teslim belgesi
2) Aracı kiracı tarafından “kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere” işlettiğine ilişkin belgeler,
3) Kira parası alındığına ilişkin belgeler
4) Sürücü ve yardımcılarının kiracının buyruğunda olduğuna ilişkin kanıtlar.
4) İLGİLİ YARGITAY KARARLARI:
**ARAÇ ÜZERİNDE FİİLİ TASARRUF
Aracın kayıt maliki ile davalı arasında yapılmış olan kira sözleşmesinde, aracın davalı şirkete hizmet verecek şekilde hükümler içermesine; araç ve sürücü üzerinde mutlak bir hakimiyet ve tasarruf imkanı sağlanmış olmasına göre, davalının "işleten" sıfatını taşıdığı kabul edilerek bu sıfatı ile zarardan sorumlu tutulması gerekir. Dava konusu zarara yol açan aracın trafikte davalılardan İsa Güçlü adına kayıtlı olduğu ve diğer davalı Şahinler Mensucat Sanayi ve Ticaret AŞ arasında yapılmış uzun süreli sözleşme hükümleri uyarınca nakliye hizmeti vermeye tahsis edildiği anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 3. maddesi işleteni "Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır" biçiminde tarif etmiştir. Aracın kayıt maliki ile davalı Şahinler Mensucat Sanayi ve Ticaret AŞ arasında yapılmış olan 1.1.2002 - 31.12.2002 dönemine ilişkin sözleşme hükümleri incelendiğinde, aracın münhasıran davalı Şahinler Mensucat Sanayi ve Ticaret AŞ'ne hizmet vereceği şekilde hükümler içerdiği; araç, araç maliki ve sürücü üzerinde bu şirkete mutlak bir hakimiyet ve tasarruf imkanı sağladığı görülmektedir. Sözleşme süresinin uzunluğu ve içerdiği bu hükümler uyarınca davalı Şahinler Mensucat Sanayi ve Ticaret AŞ'nin 2918 sayılı yasanın 3. maddesinde tarifi yapılan "aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunan" kişi durumunda olduğu anlaşılmaktadır. O halde adı geçen davalının da "işleten" sıfatını taşıdığı kabul edilerek bu sıfatı ile zarardan sorumlu tutulması gerektiği halde, yazılı gerekçe ile bu davalı yönünden davanın reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir. (4.HD.14.11.2005 E. 2004/15668 - K. 2005/12100)
**İŞLETEN SIFATIYLA KİRACININ SORUMLULUĞU
Kazaya karışan aracın, uzun süreli olarak kiraya verilmiş ve kiracı tarafından kullanılırken kazanın meydana gelmiş olmasına göre, kiracının “işleten” olarak sorumlu tutulması ve araç maliki hakkındaki davanın reddi gerekir. (2918/m.3,85) Davacı vekili müvekkiline aracın, davalılardan Albayrak Turizm Seyahat A.Ş’ne ait araca çarptığını, diğer davalı Horoz Lojistik Kargo Hiz. Tic.A.Ş’nin bu aracı kiraladığını ve işleteni olduğunun belirtildiğini açıklayarak, zarar tutarının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı Albayrak Turizm A.Ş vekili, maliki oldukları aracın diğer davalıya bir yıllığına kiralandığını, kazaya karışan şoförün diğer davalının çalışanı olduğunu, işleten sıfatının Horoz Lojistik Kargo Hizmetleri A.Ş’ne ait olduğundan davanın husumetten ve hasar miktarının fahiş olması nedeniyle de esastan reddini savunmuştur. Davalı Horoz Lojistik A.Ş vekili araç maliki olmadıklarını, kusurun davacılara ait olup istenen tazminatın da fahiş olduğunu, aracın sigortası olduğundan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller benimsenen bilirkişi raporu gereğince davalı Albayrak Turizm Seyahat İnş. Tic. A.Ş hakkında açılan davanın reddine, davalı Horoz Lojistik Kargo Hizmetleri ve Ticaret A.Ş aleyhine açılan davanın kabulüne ile tazminat tutarının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı Horoz Lojistik Kargo Hizmetleri ve Ticaret A.Ş vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeblere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına; kazaya karışan aracın, sözleşme ile uzun süreli olarak davalı Albayrak şirketi tarafından diğer davalı Horoz Lojistik Kargo şirketine kiralanmış olmasına göre, mahkemece bu davalının işleten olduğu kabul edilerek hakkındaki davanın kabulü ile araç maliki olan diğer davalı hakkındaki davanın reddine ilişkin hükümde yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerekmiştir. (17.HD.15.02.2005 E. 2005/813 - K. 2005/1150)
**İŞLETENİN ÜÇÜNCÜ KİŞİ OLDUĞU İDDİASI
Kayıt maliki, işletenin üçüncü kişi olduğunu ispat ederse sorumluluktan kurtulur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3 ve 19. maddelerinde belirlendiği gibi trafik kaydı, işleteni belirleyen güçlü karine niteliğindedir. Ancak kayıt maliki, işletenin üçüncü kişi olduğunu ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Somut olayda, kayıt maliki aleyhine dava açılmış; kayıt maliki ise dava dışı üçüncü kişinin işleten olduğunu iddia ederek buna ilişkin adi kira sözleşmesi ibraz etmiştir. Yazılı kira sözleşmesi resmi mercilerce düzenlenmediği gibi resmi kurumlara ibraz edildiği de belli değildir. Bu niteliği ile sözleşme sadece taraflarını bağlar. Üçüncü kişileri etkilemez. Davacı taraf sözleşmenin geçerli sayılmayacağını, kazadan sonra dahi düzenlenmiş olabileceğini öne sürmüştür. Aracın işletmesinin İETT idaresinin yönetim ve denetimi altında olduğu düşünülerek devire ait sözleşmeye İETT Genel Müdürlüğü'nün muvafakatı alınıp alınmadığının, İETT Genel Müdürlüğü'nden sorulması, her türlü vergi, harç yükümlülüğü konusunda ilgili vergi dairesine gerekli beyanın yapılıp yapılmadığının araştırılması, toplanacak delil durumuna göre devir işleminin geçerli olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekir. (17.HD. 05.12.2005 E. 2005/9922 - K. 2005/11148)
**Aracın kayıt sahibi, aracı bir yıl süreyle kiralayarak işleten sıfatını kaybetmiş olduğundan kazadan dolayı meydana gelen zarardan sorumlu tutulamaz. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 3.maddesi hükmüne göre, başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiğini ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğunu ispat edemediği takdirde kayda göre araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı veya rehin alan kişi işletendir. Aynı kanunun 85.inci maddesine göre ise motorlu aracın işletilmesinden doğan zarardan o aracın işleteni sorumludur. (4.HD.17.02.2005 E. 2004/7697 – K. 2005/1387)
**Araçların uzun süreli kira sözleşmesi ile kiraya verilmesi durumunda , araç malikinin işleten sıfatı kalmadığından, hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerekir.(11.HD.05.05.2003 E. 2002/12356 – K.2003/4414)
**Kazaya karışan aracın, uzun süreli olarak kiraya verilmiş ve kiracı tarafından kullanılırken kazanın meydana olmuş olmasına göre, kiracının “işleten” olarak sorumlu tutulması ve araç maliki hakkındaki davanın reddi gerekir. (17.HD.15.02.2005 E. 2005/4642 – K.2006/4755)
**2918 Sayılı Kanunun 85. maddesi hükmüne göre trafik kazası zararında kaideten işleten sorumludur. Aynı yasanın 3. maddesi de uzun süreli kiralama halinde kiracı işleten sayılmıştır. Böyle bir hal varsa , trafik kazası zararından aracın kiracısı sorumlu olur.(19.HD.14.10.1993 E . 1992/10747 – K.1993/6545)
**Dava, davacı şirket nezdinde kasko sigortalı araca, davalıların ilgilisi bulundukları aracın vermiş olduğu hasar bedelinin, TTK'nun 1301.maddesi uyarınca, davalıların kusur oranları nispetinde tahsili amacıyla açılmıştır. Mahkemece, davalı Belediye'nin kazaya neden olan aracı uzun süreli kira sözleşmesi ile diğer davalı E... Ltd.Şti.'ne kiraladığı hususunun kanıtlanamadığı gerekçesi ile davalı belediye hakkında açılan davanın kabulü ile diğer davalı E... Ltd.Şti. hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş ise de dosyada mevcut 1.1.1998 tarihli kiraya verilen araçların teslim ve tesellümüne ilişkin tutanak, 26.1.1998 tarihli Sayıştayca davalı Belediye ile E... Ltd.Şti arasındaki sözleşmenin tesciline ilişki yazı kapsamıyla, kazaya neden olan aracın davalı belediye tarafından davalı E... Ltd.Şti.'ne uzun süreli kira sözleşmesi ile kiraya verildiği sabit olup, bu durumda davalı Belediye'nin işleten sıfatı kalmadığından hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalı E... Ltd.Şti.'nin ise işleten olması nedeni ile sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde ve hatalı değerlendirme sonucu hüküm tesisi hatalı olmuş ve kararın açıklanan nedenlerle davacı ve davalı belediye yararına bozulması gerekmiştir ( www 11.HD.05.05.2003 E. 2002/12356 - K. 2003/4414)
**Temelde malik işletendir. Ancak yasa gereğince malik, uzun süreli olarak aracı kiraladığında, kiracı, işletenlik niteliği kazanır ve hukuki sorumluluk altına girer. Dava, trafik kazası dolayısıyla hasarlanan taşıt bakımından tazminata ilişkindir. Husumet, işleten olarak trafik kaydında malik olarak gözüken G. Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine yöneltilmiştir. Bu şirket vekili, aracı üçüncü kişi E. Ekonomik Oto Kiralama Anonim Şirketine uzun süre kiralama sözleşmesiyle devrettiğini, o nedenle sorumlu tutulamayacağını
savunmuştur. Yerel mahkemece, malikin işleten olduğu temelinden hareketle, G.A.Ş'nin tazminatla yükümlendirilmesine karar verilmiştir. Gerçekten temelde malik işletendir; ancak 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 3.maddesi gereğince malik, uzun süreli olarak aracı kiraladığında kiracı, işletenlik niteliği kazanır ve aynı yasanın 85 ve izleyen maddeleri gereğince hukuki sorumluluk altına girer. Somut olayda davalı, bu taşıtla beraber dört taşıtı daha E. A.Ş'ye kiraya verdiğine ilişkin yazılı belge düzenlemişlerdir ( Belge, E.A.Ş vekilince doğrulanmıştır ). E.A.Ş taşıtların sigorta yenilemelerini yaptırmıştır. Yine bu şirket üçüncü kişiye kiraya verdiğine ilişkin fatura ve teslim belgesi düzenlemiştir. Şu durum karşısında davalının, üçüncü kişi E.A.Ş'ye aracı, uzun süre kira sözleşmesiyle devrettiği kanıtlanmış olmaktadır. Öyleyse onun hakkındaki davanın husumet yönünden reddi gerekirken sorumluluğu yolunda hüküm kurulması, anılan yasa maddeleriyle kanıtlara aykırılık oluşturduğundan temyiz olunan kararın bozulması gerekmiştir.(www 19.HD.01.04.2002 E. 2001/7750 - K. 2002/237)
**Motorlu aracı uzun süreli kiralama sözleşmesi ile kiralayan kiracı, işleten sayılır. Bu hüküm, araç üzerindeki fiili hakimiyet ve iktisaden yararlanma ilkesi dikkate alınarak getirilmiş bir düzenlemedir. Mahkemece, salt malik sıfatı yeterli görülerek davalının sorumluluğuna karar verilmesi doğru olmamıştır. Dava, TTK.nun 1301 nci maddesine dayalı kasko sigorta rücu davasıdır. Davalılardan Candan vekili, müvekkiline ait hasar veren aracın yazılı kira sözleşmesi ile 6 aylığına dava dışı rent a car firmasına müvekkilince kiraya verildiğini savunarak, husumet itirazında bulunmuş, bu firma aleyhine aracı iade etmediğinden bahisle suç duyurusunda bulunmuş, buna ilişkin yazılı belgeler sunmuş, dinlenen bu davalı tanıkları bu savunmayı doğrulamışlardır. Mahkemece, bu davalı ile kiracısı dava dışı firma arası iç ilişki bulunduğu gerekçesiyle, bu davalının malik sıfatı gözetilerek, sorumluluğuna karar verilmiştir. Oysa, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3 ncü maddesindeki işleten tanımına göre, motorlu aracı uzun süreli kiralama sözleşmesi ile kiralayandan alan kiracı, işleten sayılmaktadır. Bu hüküm, araç üzerindeki fiili hakimiyet ve iktisaden yararlanma ilkesi dikkate alınarak getirilmiş bir düzenlemedir. O halde mahkemece, bu davalı vekilinin husumet itirazının, bu açıklamalar ışığında değerlendirilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu davalının salt malik sıfatı yeterli görülerek, eksik incelemeye ve yanlış gerekçeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. (11.HD.13.09.2004 E. 2003/13798 - K. 2004/8129)
5)KAYNAKÇA:
https://www.bocubalbay.av.tr/uzun-donem-arac-kiralama-sozlesmelerinin-hukuki-acidan-durumu-ve-uygulamadaki-eksiklikler
https://www.tazminathukuku.com/dosyalar/768_uzun-sureli-arac-kiralama.pdf
http://www.insanhaklarihukuku.com/?page_id=705
http://www.hukukihaber.net/kararlar/yargitay-uzun-sureli-arac-kiralayan-kazada-isleten-sifatiyla-sorumludur-h182496.html
http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2918.pdf
Stj. Av. AHMET BURAK TATAR